Trump Başkan Olduktan Sonra Ne Oldu?

Donald Trump 2. Başkanlık Süreci

Donald Trump’ın Ocak 2025’te Beyaz Saray’a geri dönmesi, yeni bir siyasi dönemin başlangıcını simgeledi. İkinci dönemi, iç ve dış politikayı dönüştüren bir dizi köklü karar, politika değişiklikleri ve stratejik kamu hamleleri ile başladı.

Ona karşı sevgi ya da nefret besleyebilirsiniz, ancak Trump’ın başkanlığının siyasi arenada baskın olduğu inkar edilemez. Sert göçmen politikalarından agresif ticaret tarifelerine ve yeniden şekillenen dış ilişkilere kadar yönetimi kesinlikle sessiz kalmadı.

Peki, göreve geri döndüğünden bu yana neler değişti? Bu blogda, Trump’ın temel siyasi girişimlerini – göç reformlarından ekonomik stratejilere kadar – inceleyerek bunların ABD ve dünya üzerindeki etkilerini değerlendireceğiz.

Hadi, Trump’ın ikinci başkanlığını tanımlayan büyük politika değişikliklerine ve kararlara bir göz atalım!

1. Göç Politikaları

Donald Trump’ın ikinci dönemini tanımlayan en önemli unsurlardan biri göç konusundaki sert tutumu oldu. Yönetimi, ilk başkanlık döneminin temel taşlarını oluşturan politikaları hızla geri getirirken, sınır güvenliği ve daha sert uygulama önlemlerine daha fazla ağırlık verdi.

Sınır Güvenliğinin Güçlendirilmesi

Trump’ın ilk büyük hamlelerinden biri, güney sınırında ulusal acil durum ilanını yeniden yürürlüğe koyarak sınır duvarı inşaatı için yeni girişimlerin önünü açmak oldu. Ayrıca, Meksikalı uyuşturucu kartellerini terör örgütü ilan ederek federal ajanslara sınır ötesi suçlarla mücadelede geniş yetkiler tanıdı.

Politika Değişiklikleri

Trump yönetimi, önceki yönetimlerin uyguladığı birçok politikayı önemli ölçüde geri aldı. Öne çıkan bazı değişiklikler şunlardı:

  • Göçmenlerin sığınma başvurusu yapmasına olanak tanıyan CBP One uygulamasının sonlandırılması.
  • Okullar, hastaneler ve ibadethaneler gibi yerlerde göçmenlik gözaltılarını sınırlayan kılavuzların kaldırılması.

Doğumla Vatandaşlık Hakkını Kaldırma Girişimi

Trump’ın, ABD’de doğan ancak ebeveynleri vatandaş olmayan çocuklara doğum yoluyla vatandaşlık verilmesini engelleme girişimi en tartışmalı hamlelerden biri oldu. Çıkarılan yürütme emri büyük tepkiyle karşılandı ve anayasaya uygunluğu konusunda birçok dava açıldı.

Bu değişiklikler, ABD göç politikasını kökten şekillendirdi ve ulusal güvenlik, insan hakları ve ekonomik etkilerle ilgili büyük tartışmalara neden oldu.

2. Ticaret ve Ekonomik Önlemler

Trump’ın Oval Ofis’e dönüşüyle birlikte, onun imzasını taşıyan ekonomik politikalar da geri döndü – özellikle “Önce Amerika” ticaret yaklaşımı. Ticaret açığını azaltmayı ve üretim sektörünü yeniden canlandırmayı hedefleyen Trump, yeni tarifeler getirmek ve yüksek riskli müzakerelere girmek için hızlıca harekete geçti.

Tarifelerin Uygulanması

Trump’ın ticaret hamleleri küresel finans piyasalarını sarstı:

  • Meksika ve Kanada’dan ithal edilen mallara %25 gümrük vergisi getirdi. Bu, bu ülkeleri daha sıkı göç politikaları uygulamaya zorlamak için bir baskı aracıydı.
  • Çin ithalatına %10 ek gümrük vergisi koyarak Washington ve Pekin arasındaki gerilimi artırdı.

Bu tarifelerin ABD sanayisine fayda sağlayabileceği öne sürülse de, Amerikalı tüketiciler için fiyatların artması ve etkilenen ülkelerden misilleme gelmesi riskleri de taşıyor.

Ticaret Müzakereleri

Trump yönetimi, tarifelerin ardından Meksika, Kanada ve Çin ile müzakere sürecine girdi. Ancak bu politikaların uzun vadeli sonuçları ekonomistler ve siyasi analistler arasında büyük tartışmalara yol açtı.

Bu tarifeler ABD’ye daha fazla iş fırsatı mı getirecek, yoksa ticaret savaşlarını körükleyerek ekonomiye zarar mı verecek? Bu sorunun yanıtı hâlâ belirsiz.

3. Dış Politika Girişimleri

Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, ilkine kıyasla farklı bir dış politika anlayışı sergiliyor ve ABD’nin önceliklerini yeniden belirlemeye odaklanıyor.

Önceki Politikaların Geri Getirilmesi

  • Küba’yı yeniden “terörü destekleyen devlet” olarak ilan etti, böylece Biden yönetimi döneminde alınan bir kararı tersine çevirdi.
  • İsrail’in yerleşim politikalarına tam destek vererek ABD’nin Orta Doğu’daki konumunu güçlendirdi.

Uluslararası Anlaşmalardan Çekilmeler

Trump, önceki yönetimlerin yaptığı gibi uluslararası organizasyonlardan ayrılma politikasını sürdürdü:

  • Paris İklim Anlaşması’ndan ve Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) ayrıldı.
  • Yönetimi, bu hamleleri ABD egemenliğini uluslararası taahhütlerin önüne koyma gerekçesiyle savundu, ancak çevre ve halk sağlığı uzmanları tarafından ağır şekilde eleştirildi.

Bu hamlelerle Trump, “Önce Amerika” doktrinini yeniden şekillendirerek ABD’nin küresel sahnedeki konumunu değiştirdi.

4. İç Politika ve Yönetim

Göç ve dış politika dışında, Trump’ın ikinci dönem yönetim tarzı, federal kurumları yeniden yapılandırmaya ve yürütme yetkisini güçlendirmeye yoğunlaşmış görünüyor.

Federal Kadroların Yeniden Yapılandırılması

En tartışmalı adımlardan biri, birçok federal kurumda genel müfettişlerin ve üst düzey yetkililerin görevden alınması oldu. Bu durum, hükümetin denetlenebilirliği konusunda ciddi endişeler doğurdu.

Yürütme Emirleri

Trump, enerji üretimi, ekonomik düzenlemeler ve federal ajansların işleyişine dair çok sayıda yürütme emri çıkardı. Yürütme yetkisini yoğun bir şekilde kullanması, onun yönetim tarzının en belirgin özelliklerinden biri oldu.

5. Yasama Faaliyetleri

Trump, yürütme emirlerini yoğun şekilde kullanırken, Kongre’den de önemli yasalar geçirmeyi başardı.

Laken Riley Yasası

İkinci dönemin en tartışmalı yasalarından biri olan Laken Riley Yasası:

  • Eyaletlerin, göç politikalarının uygulanmaması nedeniyle federal hükümete dava açmasına izin veriyor.
  • Belirli göçmen gruplarının zorunlu gözaltına alınmasını öngörüyor.

Bu yasa Trump destekçileri tarafından ulusal güvenlik açısından kritik görülse de, hukuki ve insani açıdan büyük tepkiler aldı.

6. Kamu ve Siyasi Tepkiler

Trump’ın politikaları her zamanki gibi güçlü destek ve sert muhalefetle karşılandı.

  • Cumhuriyetçiler, onun politikalarının ulusal güvenlik ve ekonomik büyüme için gerekli olduğunu savunuyor.
  • Demokratlar ve insan hakları örgütleri, bu politikaların savunmasız gruplara zarar verdiğini ve uluslararası iş birliğini zedelediğini öne sürüyor.

Ayrıca, birçok yürütme emri ve politika, mahkemelerde dava konusu olmaya devam ediyor.

Sonuç

Trump’ın ikinci başkanlık dönemi de oldukça olaylı geçti. Göç reformlarından ekonomik milliyetçiliğe ve değişen dış politikaya kadar, yönetimi ABD ve dünya üzerinde büyük bir etki yarattı.

Peki, bundan sonra ne olacak? Trump’ın politikaları hukuki engelleri aşabilecek mi? Uzun vadede ABD’yi nasıl etkileyecek?

Sizce Trump’ın bu kararları ülke için olumlu mu, yoksa daha fazla zorluk yaratacak mı? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşın! 🚀

Optimized by Optimole
Scroll to Top
2024 © Telif Hakları Sorusual.com' a aittir.