Sisi’nin İktidara Gelişi 2013: Bir Darbenin Ardından Değişen Mısır

Mısır’ın Dönüm Noktası: Sisi Darbeyle Başa Geldi

2011’de Arap Baharı dalgası tüm Ortadoğu’yu etkisi altına alırken, Mısır halkı 30 yıllık Mübarek rejimine karşı ayaklanarak demokrasi ve özgürlük taleplerini haykırıyordu. Mübarek’in düşüşüyle başlayan bu yeni dönem, umut kadar belirsizliği de beraberinde getirdi. Kısa sürede yükselen Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler iktidarı, halkın beklentilerini karşılayamadı ve ülkeyi daha da büyük bir siyasi kaosa sürükledi.

Tam da bu noktada sahneye, ülkenin eski Savunma Bakanı olan Abdülfettah El-Sisi çıktı. 2013’te ordu liderliğinde gerçekleşen darbe ile Mursi’yi devirerek Mısır’ın yeni güçlü adamı haline geldi. Ancak bu, ülkeyi demokrasiye taşıyan bir hamle miydi, yoksa yeni bir otoriter liderin doğuşu muydu?

Bu yazıda, Sisi’nin başa geçiş sürecini ve Mısır’ın onun öncesindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal durumunu tüm yönleriyle ele alacağız. Mısır’ın geçmişini anlamadan bugünkü siyasi dinamiklerini kavrayabilir miyiz? Gelin, birlikte keşfedelim!

Sisi Kimdir? Bir Askerden Liderliğe Giden Yol

Abdülfettah El-Sisi, 1954 yılında Kahire’de orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ama bugün o masum genç çocuk Mısır’ı yönetiyor. Askeri kariyeri, onun gelecekteki liderlik rolünün temelini oluşturdu. Mısır Askeri Akademisi’nden mezun olduktan sonra, yurt dışında aldığı eğitimlerle bilgi birikimini genişletti ve kısa sürede ordunun üst kademelerinde dikkat çeken bir figür haline geldi.

2012 yılında Muhammed Mursi tarafından Savunma Bakanı olarak atanması, onun ulusal çapta tanınmasını sağlasa da sonunu Sisi getirecekti. 2013 yılındaki darbe, sadece bir lider değişimini değil, aynı zamanda Sisi’nin Mısır ‘ın tarihi için unutulmaz bir sembol haline gelmesini sağladı.

Sisi’nin bu süreçte halka bakış açısı, oldukça karmaşıktı. Kimi kesimler onu, ülkeyi kaostan çıkaracak bir kurtarıcı olarak görürken, diğerleri için o, halkın özgürlük umutlarını bastıran bir askerdi. Sisi’nin bu dönemde izlediği strateji, kendisini yalnızca bir geçiş dönemi lideri olarak değil, kalıcı bir güç merkezi olarak konumlandırmasını sağladı ve halen de Sisi rejimi günümüzde devam ediyor.

Peki, Sisi’nin bu yükselişini mümkün kılan ortam neydi? Mısır, Sisi’nin öncesinde nasıl bir haldeydi? Bu sorulara yanıt arayarak Sisi dönemi öncesindeki tabloyu daha iyi anlamaya çalışalım.

Mısır’da Arap Baharı ve Mübarek’in Düşüşü

2011 yılı, Mısır için bir dönüm noktası oldu. Tunus’ta başlayan ve tüm Ortadoğu’ya yayılan Arap Baharı, Mısır halkını da harekete geçirdi. 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimi, yolsuzluk, yüksek işsizlik ve halk üzerindeki baskıcı politikalar nedeniyle büyük bir öfke biriktirmişti ve halkın içinden sesler çıkmaya başlamıştı. Tahrir Meydanı, özgürlük ve demokrasi talebiyle dolup taşarken, milyonlarca insan Mübarek’in istifasını istedi. Mübarek’e olan baskı arttıkça herkes yeni gelecek olan kişiyi de konuşur olmuştu.

Protestolar sonucunda Mübarek, 11 Şubat 2011’de görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Ancak onun gidişi, ülkeye beklenen istikrarı getirmedi, kaos devam ediyordu. Mübarek sonrası dönemde Mısır’da siyasi boşluk oluştu. Muhammed Mursi’nin 2012’de Müslüman Kardeşler’in desteğiyle cumhurbaşkanı seçilmesi, Mısır’ın demokrasi yolunda bir adım attığına dair umutları arttırsa da bu durum çok da uzun sürmedi.

Mursi yönetimi, ülkeyi daha fazla kutuplaştırdı. Bir yanda İslamcı politikaların güçlenmesi, diğer yanda muhalefetin baskılanması, halkın geniş kesimlerinde huzursuzluk yarattı. Ekonomik sorunlar derinleşirken, sokaklarda yeniden protestolar baş gösterdi. Mursi’nin politikaları, onun iktidarını halkın gözünde giderek zayıflatıyordu.

Bu dönemde ordu, halkın tepkisini fırsat bilerek yeniden sahneye çıktı. Mursi yönetimine karşı artan hoşnutsuzluk, 2013 yılında Sisi’nin liderliğinde gerçekleştirilen askeri darbenin zeminini hazırladı. Darbenin ardından Sisi, sadece Mursi’yi devirmekle kalmadı, aynı zamanda Mısır’ın yeni güçlü lideri olarak kendisini ortaya koydu. Kalıcı stratejiler belirleyerek Mısır’ı kendisi hala yönetmeye devam ediyor.

Ancak, Mursi’nin düşüşüyle birlikte ortaya çıkan sorular bugüne kadar tartışılmaya devam ediyor: Bu bir halk iradesi miydi, yoksa ordunun kontrolü yeniden ele geçirme hamlesi mi? Cevap ne olursa olsun, bu olaylar Mısır’ın geleceğini şekillendiren en kritik gelişmelerden biri oldu.

Sisi’nin İktidara Yükselişi: 2013 Askeri Darbesi

2013 yılı, Mısır tarihinde bir kez daha büyük bir dönüm noktası oldu. Muhammed Mursi’nin bir yıl süren yönetimi süresince halktarafından, hem sokakta hem de siyasi arenada giderek daha fazla eleştiri almaya başlamıştı. Halkın önemli bir kısmı, Mursi’yi ekonomik kriz, yetersiz yönetim ve artan otoriterlik nedeniyle protesto ediyordu. Bu dönemde, ordu bir kez daha müdahale etmeye hazırlandığı gözüküyordu.

Temerrüd Hareketi olarak bilinen geniş tabanlı halk protestoları, milyonları sokağa döktü. Bu protestolar, Sisi’nin liderliğindeki ordunun harekete geçmesi için gerekli siyasi ve toplumsal desteği sağladı. 3 Temmuz 2013’te, Sisi’nin liderliğinde bir darbe gerçekleşti ve Mursi’nin görevden alındı ve Müslüman Kardeşler iktidardan uzaklaştırılmış oldu. Artık yeni lider Sisi’ydi.

Sisi, bu süreçte kendisini halkın iradesini temsil eden bir figür olarak konumlandırdı. “Halkın çağrısına kulak verdik” diyerek, darbenin bir askeri müdahale değil, halkın isteği doğrultusunda gerçekleştiğini savunsa da Mısır’da ve uluslararası arenada tartışmalara yol açtı. Bazı kesimler darbenin, ülkeyi istikrarsızlıktan kurtaracak bir adım olduğunu savunurken, diğerleri bunu demokrasiyi yok eden bir güç gaspı olarak değerlendirdi; yeni bir lider vardı ancak hala halkın siyasi açıdan karmaşık düşünceleri vardı.

Darbenin ardından geçici bir hükümet kuruldu ve Müslüman Kardeşler mensuplarına yönelik kapsamlı bir baskı dalgası başladı. Binlerce kişi tutuklandı, yüzlercesi yargılanarak idama mahkûm edildi. Rabia Meydanı Katliamı olarak bilinen olayda, Mursi yanlısı protestoculara yönelik sert müdahale, uluslararası tepkiye neden oldu; idamları düzenleyen Sisi yönetiminin otoriter bir rejim kurmaya başladığı algısını halkta yayılmaya başladı.

Sisi, 2014 yılında yapılan seçimlerde cumhurbaşkanı seçildi. Ancak bu seçimler, muhalefetin susturulduğu ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda gerçekleştiği ve bu durum seçimin meşruiyeti konusunda ciddi eleştiriler altında kaldı. Sisi’nin liderliğe yükselişi, Mısır’da “istikrar ve güvenlik” vaatleriyle şekillendi, ancak bu süreçte demokrasiden ciddi ödünler verildi.

Peki, Sisi’nin yönetimi Mısır’ı hangi yöne götürdü? Onun liderliğine zemin hazırlayan Mısır’ın önceki siyasi, ekonomik ve toplumsal koşulları neydi? Bu soruların yanıtı için bir adım geriye gidip Mısır’ın Sisi öncesi dönemini incelemek gerekiyor.

Mısır Sisi Öncesinde Nasıldı?

Abdülfettah El-Sisi’nin yükselişi, Mısır’da uzun süredir devam eden sosyo-politik ve ekonomik sorunların bir sonucu olarak doğdu, Mısır’ın iç ayaklanmaları sonucunda yeni bir lidere yer açılmıştı. Sisi dönemi öncesindeki Mısır, tarihinin en çalkantılı süreçlerinden birini yaşıyordu. 2011 Arap Baharı ve Mübarek rejiminin çöküşü, halkın özgürlük ve demokrasi taleplerini yükseltmiş olsa da, bu geçiş dönemi beklentileri karşılamaktan çok uzaktı.

Ekonomik Durum

Hüsnü Mübarek’in otuz yıllık iktidarında, Mısır ekonomisi bir yandan yolsuzluk ve gelir eşitsizliği ile mücadele ederken diğer yandan yüksek işsizlik oranlarıyla boğuşuyordu. Mübarek’in devrilmesinin ardından bu sorunlar çözülmek bir yana daha da derinleşti. 2012’de Mursi’nin iktidarı devraldığı dönemde:

  • Enflasyon ve işsizlik rakamları hızla artıyordu.
  • Dış borç yükü ve azalan döviz rezervleri, ekonomiyi kırılgan hale getiriyordu.
  • Halkın büyük bir kısmı temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyordu.

Mursi’nin yönetimi sırasında yapılan ekonomik reformlar, özellikle dar gelirli kesim üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Elektrik kesintileri ve temel ürünlerdeki fiyat artışları, yönetimi halkın gözünde giderek daha başarısız kıldı.

Toplumsal Yapı

Mısır toplumu, Mübarek sonrası dönemde daha da kutuplaştı. Özellikle Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmesi, seküler ve liberal kesimler ile İslamcı gruplar arasında ciddi gerilimlere yol açtı.

  • Müslüman Kardeşler, tabanını harekete geçiren popülist bir söylem geliştirse de, hükümet politikaları halkın daha geniş kesimlerinde desteğini kaybetti.
  • Kadın hakları, basın özgürlüğü ve dini azınlıkların hakları konularında ciddi gerilemeler yaşandı.

Toplumdaki bu bölünmeler, Mursi hükümetine karşı büyüyen tepkiyi daha da artırdı. Halkın önemli bir kısmı, bu dönemde Mısır’ın devrim sonrası özgürlük vaatlerini gerçekleştiremediğini düşünüyordu.

Siyasi Ortam

Arap Baharı’nın ardından Mısır’da demokrasiye geçiş süreci başlamış gibi görünse de, siyasi istikrar bir türlü sağlanamadı. Mursi’nin yönetimi:

  • Karar alma süreçlerinde kapsayıcı olmamakla eleştirildi.
  • Muhalif sesleri bastırma girişimleriyle tepki topladı.
  • Yargı ve diğer devlet kurumlarıyla sürekli bir çatışma halinde geçti.

Bu siyasi istikrarsızlık, 2013’te Sisi liderliğindeki ordunun müdahalesine zemin hazırladı. Mursi’ye karşı yapılan askeri darbe, bir yandan kaosa son vermek isteyen kesimler tarafından desteklenirken, diğer yandan demokrasiyi askıya alan bir hareket olarak eleştirildi.

Bu dönemde Mısır halkı ikiye bölünmüş durumdaydı: Bir kısmı Sisi’yi ülkeye düzen ve güvenlik getirecek bir lider olarak görürken, diğerleri onu yeni bir otoriter rejimin habercisi olarak değerlendiriyordu. Peki, Sisi’nin yönetimi gerçekten bu sorunlara çözüm getirdi mi, yoksa Mısır’ı yeni bir otoriter döneme mi sürükledi? Şimdi Sisi dönemi politikalarını ve etkilerini inceleyelim.

Sisi Döneminde Mısır: İstikrar mı, Otoriterlik mi?

Abdülfettah El-Sisi, 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak Mısır’ın yeni lideri oldu. İktidarını, halkın güvenlik ve istikrar talepleri üzerine inşa etti. Ancak bu vaatlerin yerine getiriliş biçimi, ülkeyi tartışmaların merkezine oturttu. Sisi’nin yönetimi, hem iç politikada hem de uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı.

1. Siyasi Durum: Muhalefete Darbe

Sisi, göreve geldikten sonra Mısır siyasetinde köklü değişikliklere imza attı. Ancak bu değişiklikler çoğu zaman demokratik özgürlükleri kısıtlamak şeklinde yorumlandı:

  • Muhalefetin bastırılması: Müslüman Kardeşler terör örgütü ilan edildi ve binlerce üyesi tutuklandı. Ayrıca seküler muhalif gruplar ve gazeteciler de baskılardan nasibini aldı.
  • Medya kontrolü: Basın ve yayın organları üzerindeki denetim artırıldı, eleştirel sesler susturuldu.
  • Yeni anayasa değişiklikleri: 2019’da yapılan anayasa referandumuyla Sisi’nin görev süresi uzatıldı ve cumhurbaşkanına daha fazla yetki verildi.

Bu adımlar, birçok kesim tarafından otoriter bir yönetimin inşası olarak değerlendirildi. Ancak Sisi, bu politikalarını “ülkenin güvenlik ve istikrarını sağlamak” gerekçesiyle savundu.

2. Ekonomik Reformlar: İddialı Ama Ağır

Sisi yönetimi, ekonomik kalkınmayı öncelikli hedeflerden biri olarak belirledi. Büyük altyapı projeleri ve yabancı yatırımlar çekme çabaları, ekonomi politikalarının temel taşını oluşturdu:

  • Yeni Süveyş Kanalı projesi: Ticaret gelirlerini artırmayı hedefleyen bu proje, Mısır’ın altyapısına büyük bir yatırım oldu.
  • Mega projeler: Yeni şehirler, konut projeleri ve enerji yatırımlarıyla ülkenin altyapısı geliştirilmek istendi.
  • IMF reformları: Sisi yönetimi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşarak sübvansiyonları kesti ve para birimini dalgalı kura geçirdi. Ancak bu reformlar, halkın büyük bir kısmını mali olarak zorladı.

Bu ekonomik hamleler, uzun vadede kalkınmayı hedeflese de, kısa vadede halk üzerindeki etkisi ağır oldu. Enflasyon yükseldi, temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatları arttı ve yoksulluk oranları derinleşti.

3. Uluslararası İlişkiler: Batı ve Körfez Ülkeleriyle Dengeler

Sisi, dış politikada Mısır’ın jeopolitik önemini kullanarak stratejik ilişkiler geliştirdi:

  • Körfez ülkeleriyle ittifak: Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden alınan mali destek, Sisi yönetiminin ekonomik hedeflerine katkı sağladı.
  • Batı ile ilişkiler: Güvenlik politikaları ve terörle mücadelede Batı’nın desteğini kazandı, ancak insan hakları ihlalleri sık sık eleştirildi.
  • Afrika ve Doğu Akdeniz politikaları: Sisi, Afrika kıtasında Mısır’ın etkinliğini artırmayı ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarında söz sahibi olmayı hedefledi.

4. Toplumsal Etkiler: Halkın Tepkileri

Sisi’nin politikaları, halk arasında farklı tepkilerle karşılandı:

  • Destekçiler: Sisi’yi bir istikrar sembolü olarak gören kesimler, onun liderliğini “kaotik dönemden kurtarıcı” olarak değerlendirdi.
  • Eleştiriler: Özellikle yoksul kesimler, ekonomik reformların yarattığı mali yük ve azalan özgürlükler nedeniyle Sisi’ye yönelik eleştirilerini artırdı.
  • Protestolar: 2019’da ekonomik sıkıntılar ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle sokak protestoları gerçekleşti. Ancak bu protestolar sert bir şekilde bastırıldı.

Sisi’nin liderliği, Mısır’ı bir yandan ekonomik ve altyapısal dönüşümlere taşırken, diğer yandan demokratik değerlerden ciddi ödünler verilmesine neden oldu. Peki, bu dönüşüm Mısır’ın uzun vadeli geleceğini nasıl şekillendirecek? Yazının sonunda, bu soruya yanıt arayarak Sisi’nin mirasına dair genel bir değerlendirme yapacağız.

Sisi’nin Mirası: Mısır’ın Geleceğine Yön Veren Tartışmalar

Abdülfettah El-Sisi’nin liderliğindeki Mısır, istikrar ve kalkınma vaatleriyle önemli dönüşümler yaşadı. Ancak bu dönüşümler, ülke içinde ve dışında yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Sisi’nin iktidarını değerlendirirken ortaya çıkan temel soru şudur: “Bu süreç, Mısır için sürdürülebilir bir kalkınma ve barış ortamı mı yaratıyor, yoksa otoriter bir yönetim mi pekiştiriliyor?”

Olumlu Yönler: Güvenlik ve Kalkınma

  • İstikrar sağlanması: Sisi’nin güçlü liderlik anlayışı, Mısır’ın Arap Baharı sonrası kaotik dönemden çıkmasına yardımcı oldu. Güvenlik güçlerinin kontrolü altında, terör saldırılarında ciddi bir azalma sağlandı.
  • Ekonomik projeler: Süveyş Kanalı genişletmesi ve yeni şehir projeleri gibi büyük ölçekli yatırımlar, Mısır’ın altyapısını ve uluslararası ticaretteki rolünü güçlendirdi.
  • Uluslararası görünürlük: Mısır, Afrika ve Doğu Akdeniz politikalarıyla bölgesel bir güç olmaya yönelik adımlar attı.

Eleştiriler: Demokrasi ve Özgürlüklerin Azalması

  • Otoriter yönetim: Muhalefetin bastırılması, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve siyasi katılımın azalması, Sisi dönemine yöneltilen en büyük eleştirilerden biri.
  • Ekonomik eşitsizlik: Büyük ekonomik reformlara rağmen, yoksulluk oranları düşmedi. Halkın geniş kesimleri, ekonomik sıkıntılardan dolayı Sisi yönetimine karşı hayal kırıklığı yaşıyor.
  • İnsan hakları ihlalleri: Tutuklamalar, keyfi yargılamalar ve Rabia Meydanı gibi olaylarla Sisi’nin insan hakları karnesi zayıf görünüyor.

Tartışalım: Sisi’nin Yönetimi Kısa Vadeli mi Uzun Vadeli mi?

Sisi’nin liderliği, Mısır’ı hızlı bir şekilde dönüştürdü, ancak bu dönüşümün kalıcılığı sorgulanıyor. Özellikle muhalefetin tamamen susturulmuş olması, ileride potansiyel toplumsal patlamalara yol açabilir, öncesinde de halkın sesiyle değişen Mısır rejimi yine aynı tarihini yaşayabilir. Ekonomik kalkınma projeleri etkileyici olsa da, bu projelerden elde edilen gelirlerin halkın geniş kesimlerine adil bir şekilde dağıtılmaması hala bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Mısır’ın Belirsiz Geleceği: Sisi’den Sonra Ne Olacak?

Sisi’nin yönetimi, birçok açıdan Mısır’ın geleceğini şekillendirdi. Ancak onun liderliği sona erdiğinde, Mısır’da güçlü bir demokratik sistemin var olup olmayacağı bir tartışma konusu. Sisi sonrasında gelecek liderin otorite boşluğunu ve halkın beklentilerini karşılayacak nitelikte biri olmalı. Mısır’ın kalıcı bir istikrar ve refah yoluna girmesi için otoriter politikaların mı, yoksa kapsayıcı bir yönetim anlayışının mı daha etkili olduğu gelecekte netleşecek.

Mısır’ın Değişen Kaderi

Sisi’nin iktidara gelme süreci ve liderliği, Mısır’ın yakın tarihindeki en önemli olaylardan biri olarak tarihe geçti. Bir yandan ülkeye güvenlik ve istikrar vaat ederken, diğer yandan demokrasiden uzaklaşma eleştirileri aldı. Bugün, Mısır halkı ve uluslararası toplum için en büyük soru şudur: “Sisi’nin politikaları, Mısır’ı uzun vadede sürdürülebilir bir refah düzeyine mi taşıyacak, yoksa yeni bir otoriter rejimin temellerini mi atacak?”

Bu soruya net bir yanıt vermek için Sisi’nin politikalarının etkilerini ve halk üzerindeki sonuçlarını uzun vadede gözlemlemek gerekiyor. Ancak bir gerçek var ki, Mısır halkının demokrasi, özgürlük ve refah talepleri, sadece bir liderin değil, tüm toplumun geleceğini belirleyecek temel faktörler olmaya devam edecek.

Sizce Mısır’ın geleceği nasıl şekillenecek? Sisi’nin yönetimi bir başarı hikayesi mi, yoksa fırsatların kaçırıldığı bir dönem mi? Görüşlerinizi paylaşın!

Optimized by Optimole
Scroll to Top
2024 © Telif Hakları Sorusual.com' a aittir.