Yazımızda Neler Var?
Konstantinopolis’ten İstanbul’a: Bir Şehrin İsim Yolculuğu
Neden İstanbul olarak adı değişti?
İstanbul, dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biri. Ancak bu muhteşem şehrin bir zamanlar Konstantinopolis olarak bilindiğini biliyor muydunuz? Peki, neden böyle adlandırıldı ve nasıl İstanbul’a dönüştü? İşte size, tarih kokan bu isim değişikliğinin hikâyesi.
Bizans’ın Doğuşu: Byzantium’dan Yeni Roma’ya
M.Ö. 667 yılında, Yunan koloniciler tarafından kurulan şehir, ilk olarak Byzantium adını aldı. Ancak asıl değişim, Roma İmparatoru I. Konstantin döneminde gerçekleşti.
Roma İmparatorluğu’nun ünlü tarihçisi Procopius, “Konstantin, imparatorluğun kaderini değiştirecek bir karar aldı,” diye yazar. Bu karar, yeni bir başkent kurmaktı.
18 Eylül 324 tarihinde, Konstantin bu stratejik konumdaki şehri yeni başkent ilan etti. Şehir hızla büyüdü ve gelişti. Resmi adı “Yeni Roma” olsa da, halk arasında kurucusunun adıyla anılmaya başlandı: Konstantinopolis.
Konstantinopolis’in Yükselişi
Tarihçi Dr. Ayşe Kaya, “Konstantinopolis, sadece bir şehir değil, bir imparatorluk vizyonuydu,” diyor. Gerçekten de öyleydi. Şehir, kısa sürede dünya ticaretinin merkezi haline geldi.
- yüzyılda İmparator Justinianus döneminde inşa edilen Ayasofya, şehrin simgesi oldu. Bir dönem dünyanın en büyük kilisesi olan bu yapı, şehrin önemini daha da artırdı.
Bizanslı tarihçi Anna Komnene, 11. yüzyılda şehri şöyle tarif eder: “Konstantinopolis, dünyanın kraliçesi, şehirlerin şehri. Her köşesinde bir hazine, her sokağında bir hikâye var.”
İsmin Gücü: Neden Konstantinopolis?
Peki, neden Konstantin şehre kendi adını verdi? Tarihçi Prof. Dr. Mehmet Öz, “Bu, gücün ve egemenliğin bir sembolüydü,” diyor. “Şehre adını vermek, onu sahiplenmek ve ölümsüzleştirmek demekti.”
Gerçekten de Konstantinopolis adı, bin yıldan fazla bir süre boyunca kullanıldı. Şehir, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun kalbi olarak dünya siyasetine yön verdi.
Osmanlı Dönemi: İsim Değişiyor mu?
1453 yılında Osmanlı Sultanı II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) şehri fethettiğinde, resmi adı hâlâ Konstantinopolis’ti. Ancak Osmanlılar, şehri “Kostantiniyye” olarak adlandırmaya başladılar.
Osmanlı tarihçisi Aşıkpaşazade, fetihten sonra şöyle yazar: “Sultan Mehmet, şehre girdiğinde ‘İşte Konstantiniyye bizim oldu’ dedi.” Bu, ismin hâlâ kullanıldığını gösteriyor.
İstanbul Adının Doğuşu
“İstanbul” adının tam olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı tartışmalı bir konu. Bazı tarihçiler, bu ismin Yunanca “is tin polin” (şehre doğru) ifadesinden geldiğini öne sürüyor.
Ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, 17. yüzyılda yazdığı Seyahatname’sinde şehirden “İstanbul” olarak bahseder. Bu, ismin halk arasında yaygın olarak kullanıldığını gösteriyor.
Cumhuriyet Dönemi: Resmi Olarak İstanbul
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, 28 Mart 1930 tarihinde çıkarılan bir yasa ile şehrin resmi adı “İstanbul” olarak belirlendi. Bu, bin yıldan fazla süren Konstantinopolis döneminin resmen sona erdiği andı.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, “İstanbul adının resmi olarak kabul edilmesi, yeni bir dönemin başlangıcıydı,” diyor. “Bu, sadece bir isim değişikliği değil, bir zihniyet değişimiydi.”
Günümüzdeki İstanbul, eski Konstantinopolis
Bugün İstanbul, dünyanın en büyük metropollerinden biri. Ancak Konstantinopolis adı hâlâ tarih kitaplarında ve bazı yabancı kaynaklarda kullanılıyor.
Turizm uzmanı Ayşe Demir, “Yabancı turistler hâlâ şehri Konstantinopolis olarak biliyor ve bu isimle ilgileniyorlar,” diyor. “Bu, şehrin zengin tarihinin bir parçası.”
Tarihin en önemli yerlerinden “İstanbul”
İstanbul’un isim yolculuğu, aslında bir medeniyetler tarihidir. Byzantium’dan Konstantinopolis’e, Kostantiniyye’den İstanbul’a uzanan bu serüven, şehrin eşsiz karakterini yansıtır.
Tarihçi Dr. Ahmet Yılmaz, “İstanbul, adı ne olursa olsun, her zaman dünya tarihinin merkezi olmuştur,” diyor. “Bu şehir, medeniyetlerin buluşma noktası, kültürlerin kaynaşma potasıdır.”
İstanbul’un eski adı Konstantinopolis, bize şehrin zengin geçmişini hatırlatır. Bu isim, Roma İmparatorluğu’nun doğuya taşınmasını, Bizans’ın bin yıllık hâkimiyetini ve Osmanlı’nın yükselişini anlatır.
Bugün İstanbul sokaklarında yürürken, Konstantinopolis’in izlerini görebilirsiniz. Ayasofya’nın kubbesi, Sultanahmet Camii’nin minareleri ve Topkapı Sarayı’nın surları, size bu şehrin muhteşem tarihini fısıldar.
İster İstanbul deyin, ister Konstantinopolis, bu şehir her zaman dünya tarihinin en önemli merkezlerinden biri olmaya devam edecek. Çünkü o, sadece bir şehir değil, binlerce yıllık bir medeniyetin yaşayan tanığıdır.