2024 ABD Seçim Öncesi Son Anket! TRUMP ve HARRIS Yarışında Kim Önde? “Swing States” in Kararı Başkanı Belirleyecek Çin’in Yorumu ve Diğer ABD Başkan Adayları

2024 ABD Başkanlık Seçimleri Adayların Anket Sonuçları: Donald TRUMP, Kamala HARRIS ve WEST

Anketler, Amerika’da 2024 başkanlık seçimi öncesinde Kamala Harris ve Donald Trump arasındaki yarışın başa baş gittiğini gösteriyor. Öne çıkan anket verilerine göre, Harris, özellikle Kaliforniya, New York gibi Demokrat ağırlıklı eyaletlerde Trump’a karşı avantaj sağlarken; Trump, Florida, Teksas gibi Cumhuriyetçi eğilimli eyaletlerde üstünlük sağlıyor. Bu yarışta en kritik kabul edilen Pennsylvania ve Michigan gibi eyaletlerde -bu eyaletleri “Swing States” (Salıncak Eyalet) olarak adlandırıyoruz- Harris ve Trump’ın oy oranları arasında çok az fark bulunmaktadır ve . Anketlerin genel ortalamasına göre Harris’in yüzde 1-2 gibi ufak bir farkla önde olduğu görülüyor.

Kaynak: Harris vs. Trump polls – The Hill and DDHQ

Bu Eyaletler Sallanıyor! 2024 ABD Seçimleri Swing States Anket Sonuçları (3 Kasım 2024)

Kararsız kalan eyaletlerde diğer adıyla “Swing States” yapılan son anketlere göre, Harris Minnesota ve Wisconsin’de ufak farklarla Trump’ın önünde, ancak bu eyaletlerdeki durum her an değişebilir nitelikte adı üstünde salıncak eyalet ne yapacağı belli olmaz. Ayrıca Nevada ve Kuzey Karolina gibi diğer kilit eyaletlerde Trump, Harris’e karşı üstünlük sağlıyor. Özellikle Nevada’da son anketlerde Trump’ın oy oranı bazı anketlere göre yüzde 2-3 puan kadar önde görünüyor, fakat bu eyaletlerde yaşayan vatandaşların WEST gibi favori adaylar dışında da oylama yapabileceği belirtiliyor. Nefesler tutuldu seçime saatler kala heyecan sürüyor.

Kaynak: 2024 Presidential Election Polls – Includes Electoral College — Race to the WH

Amerika Birleşik Devletleri’nin Anketlere Göre İlk Tercihleri

Favori Olmayan Adaylar İşte Diğer ABD Başkan Adayları

Seçimde Robert F. Kennedy Jr. ve Yeşil Parti adayı Jill Stein gibi üçüncü parti adaylarının yarışta belirleyici bir rol oynayacağına kesin bir gözle bakılıyor. Anketlere göre, Kennedy Jr. bazı eyaletlerde yüzde 4-5 arasında oy alırken, Stein ise yüzde 1-2 seviyelerinde destek buluyor. Üçüncü parti adaylarının salıncak eyaletlerdeki (Swing States) etkisi, başkanlık yarışı sonuçlarını etkilemede büyük potansiyeli taşıyor. Michigan ve Pennsylvania gibi eyaletlerde favori olmayan adayların alacakları oylar, Harris ve Trump arasındaki farkı daraltabilir​ dolayısıyla seçimin sonucunu değiştirebilir.

The Hill​ 270toWin.com.

ABD 2024 başkanlık seçimlerinde Donald Trump ve Kamala Harris’in öne çıktığı yarışta üçüncü parti ve bağımsız adaylar da dikkat çekiyor. Bu adaylar arasında, çevreci politikalarıyla tanınan Jill Stein, ekonomik serbestlik yanlısı Chase Oliver, sosyalizm temelli değişimler öneren Claudia De la Cruz, ve politik mirasıyla tanınan Robert F. Kennedy Jr. gibi isimler bulunuyor.

Jill Stein (Yeşil Parti): Çevre odaklı politikalarla tanınan Stein, eğitimde kamu fonları artırımı, borç iptalleri, ve ABD’nin dış ilişkilerinde değişiklikler vaat ediyor. İsrail’e yapılan askeri desteklerin kesilmesi ve öğrenci borçlarının affedilmesi gibi önerileriyle dikkat çekiyor. Daha önce Cornel West’in kampanyasını yöneten Stein, bu adaylığa geçiş yaparak Yeşil Parti’den aday oldu​

Chase Oliver (Libertarian Parti): Göçmenlik sisteminin reforme edilmesi, askeri müdahalelerden kaçınılması ve Federal Rezerv’in kaldırılması gibi radikal değişiklikler öneren Oliver, hükümetin halk üzerindeki etkisini minimuma indirme amacında. Ayrıca, uyuşturucu kullanımının suç olmaktan çıkarılmasını savunuyor​

Claudia De la Cruz (Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi)

De la Cruz, özellikle ABD askeri bütçesinin %90 oranında azaltılması, tek ödeyicili sağlık sistemi kurulması ve şirketlerin millileştirilmesi gibi sosyalist reformları gündeme getiriyor. Göçmen bir aileden gelen De la Cruz, özellikle ekonomik demokrasiyi ve siyahi Amerikalılar için tazminat programlarını savunuyor​

Robert F. Kennedy Jr. (Bağımsız): Kennedy Jr., hükümet harcamalarını azaltma ve dış müdahalelerden kaçınma konularında aktif bir pozisyona sahipti; ancak kampanyasını askıya alarak Trump’a destek verdi. Yine de, Wisconsin ve Michigan gibi eyaletlerde oy pusulasında yer alıyor ve Demokratlardan oy alabileceği düşünülüyor​

Bu adaylar, seçimin sonucunu doğrudan değiştirme ihtimaline sahip olmasa da, özellikle başa baş geçen eyaletlerde Trump veya Harris’in oylarını etkileyebilirler. Örneğin, Stein’ın adaylığı Harris’in ilerici seçmenler üzerindeki etkisini zayıflatabileceği, Oliver’ın ise Trump’ı zora sokabileceği tahmin ediliyor​

NewsX World​

Wikipedia.

2024 ABD Başkanlık Seçileri Çin ve Avrupa’yı Nasıl Etkileyecek? Çin’in ABD Seçimlerine Yorumu

Ticaret Politikaları: Çin, Başkan Biden yönetiminde uygulanan yüksek teknoloji ürünlerine yönelik sınırlamaların sürmesini bekliyor. Biden yönetimi Çin’le ticaret ilişkilerinde daha temkinli bir yaklaşım benimsemiş ve özellikle çip üretimi gibi stratejik alanlarda Çin’e bağımlılığı azaltmayı hedefleyen politikaları hayata geçirmişti. Kamala Harris’in başkan seçilmesi durumunda bu stratejilerin büyük ölçüde devam edeceği tahmin ediliyor. Öte yandan, Donald Trump’ın yeniden seçilmesi halinde Çin’e karşı çok daha agresif bir yaklaşım sergilemesi, ticaret savaşlarını daha da derinleştirmesi bekleniyor. Bu durum Çin ekonomisini zorlasa da Çin, ABD ile ekonomik ayrışmaya karşı direnç geliştirme çabasına​ tüm gücüyle devam ediyor.

Teknoloji ve Güvenlik Politikaları: ABD’nin teknoloji alanında uyguladığı ihracat kısıtlamaları, Çin’in gelişmiş teknolojilere erişimini sınırlamayı hedefliyor. Biden yönetiminin teknoloji transferleri ve yabancı yatırım denetimleri konusunda dikkatli olması, Çin’e yönelik güvenlik kaygılarıyla ilişkilendiriliyor. Trump’ın olası bir zaferinde, bu kısıtlamaların çok daha katı bir hale gelmesi muhtemel. Çin, ABD ile olan rekabetini göz önüne alarak kendi teknolojik bağımsızlığını artırma ve yerel teknoloji sektörünü güçlendirme stratejilerine odaklanmayı planlıyor​.

Askeri ve Jeopolitik Gelişmeler: Hem Biden hem de Trump yönetimleri, Asya-Pasifik’te Çin’in nüfuzunu sınırlamak için çeşitli ittifaklar kurmayı amaçlıyor. Bu bağlamda, özellikle Tayvan ve Güney Çin Denizi gibi hassas konularda Çin’in ABD’nin daha fazla müdahaleci bir tutum takınmasından endişe duyduğu bildiriliyor. Çin, ABD’nin Asya-Pasifik’teki müttefiklerini güçlendirme çabalarına karşı kendi bölgesel askeri kapasitesini artırma yoluna gidebilir​

Bu unsurlar ışığında Çin, ABD seçimlerinin sonucuna bağlı olarak ticaret, güvenlik ve teknoloji alanlarındaki stratejilerini şekillendirmeyi ve gerektiğinde hızla değişen politikalara uyum sağlamayı amaçlıyor.

Kaynaklar: CSIS.CIRSD. Brandeis University

Yeni dünya düzenine geçilmeden birkaç önceki seçimi yaşıyor olabiliriz. İnsanlık ve yarın için kim daha çok çabalayacaksa biz onu destekliyoruz.

Avrupa’nın ABD Seçimlerine Bakışı ve Yorumu

Avrupa, ABD’deki 2024 başkanlık seçimlerine büyük bir ilgiyle yaklaşıyor çünkü seçimin sonuçları Avrupa’nın güvenlik, ekonomi ve çevre politikaları üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Avrupa’daki birçok lider, Kamala Harris’in kazanması durumunda ABD’nin mevcut politika çizgisini devam ettireceğini ve Biden dönemindeki iş birliği, iklim değişikliği mücadelesi ve Ukrayna’ya desteğin süreceğini öngörüyor. Özellikle Avrupa’nın enerji ve çevre alanındaki yeşil teknolojilere yönelik yatırımları, Harris yönetiminin destekleyici tutumuyla gelişim gösterebilir. Bu durum, Avrupa’daki çevre odaklı sanayi ve otomotiv sektörü için de olumlu bir etki yaratabilir.

Öte yandan, Donald Trump’ın başkan seçilmesi halinde Avrupa’da kaygıların artması muhtemel. Trump’ın önceki başkanlık döneminde olduğu gibi, NATO üyelerinin savunma harcamalarını artırmaları konusunda baskı yapması ve ABD’nin dış politika önceliklerini Asya-Pasifik bölgesine kaydırması bekleniyor. Avrupa, ABD’nin daha az angaje olma ihtimaline karşı savunma bütçesini hızla artırmak zorunda kalabilir. Ayrıca, Trump’ın ticarette daha korumacı bir politika izlemesi ve gümrük vergilerini artırması, özellikle ABD’ye doğrudan ihracat yapan Avrupa’daki otomotiv ve endüstri sektörleri için zorlu bir sürecin habercisi olabilir. Avrupa ekonomisinin bu tür değişimlere uyum sağlaması gerekse de, bu durum uzun vadede yatırımları ve Avrupa içindeki üretim zincirlerini artırabilir​

Avrupa genelinde, ABD seçimleriyle ilgili beklentilerde farklılıklar olsa da, sonuçların özellikle Ukrayna’ya verilen desteğin geleceği ve transatlantik ilişkilerin durumu üzerinde etkili olacağı konusunda genel bir fikir birliği mevcut.

Voice of America, UBS.​ Council on Foreign Relations